Shunryu Suzuki tarafından yazılmış bir kitap olan 'Zen Zihni Başlangıç Zihnidir' kitabından yola çıkarak zen çalışmanın inceliklerini tanımlamaya çalışacağım.
Kitap kapsamında öncelikle zen çalışması esnasında çalışmanın berraklığının yitirilmemesi üzerine yol gösterici anlatımlar bulunur ve farklı başlıklar altında başlangıç zihnini korumanın önemi vurgulanır.
Zen Çalışması ve Başlangıç Zihni Kavramları
Shoshin yani bir işe yeni başlayan kimsenin zihni anlamına gelen kavramdır.
Bir işe ya da eyleme ilk kez başlayan kişinin zihni olasılıklara açık, herhangi bir başarı ya da benlik duygusuna kapılmayan, zengin ve karşılaşacağı her durumda heyecan duyabilecek bir zihindir. İşte bu şekilde kendi kendine yeten zihin durumu olarak tanımlanan başlangıç zihnini koruyabilmek Zen çalışmasının temelidir.
Zen çalışmasının temelinde yer alan Zazen oturuşunda ise, amaç zihin ve bedeni ne bir saymak ne de ayrı tutmaktır. Aynı şekilde zihin ve ruhun sonsuza dek var olacağı ya da yok olacağı üzerine fikir yürütmek de yanlıştır. Bu ilişkileri madalyonun iki yüzü gibi değerlendirmemizdir doğru olan.
Oturuşun fiziksel olarak doğruluğu da oldukça önemlidir. Sırtın dik olduğu, omuzların gevşek ve başın ucundan gökyüzüne doğru uzandığımız bu oturuştaki en önemli kısım ise diyaframın karnın altına doğru itilmesidir. Eller kozmik mudra pozisyonunda yerleşmeli ve bu şekilde oluşturduğumuz evresel mudra daima korunmalıdır. Oturuşun doğruluğu ise zihnimizi doğru durumuna götürür.
Çünkü doğru zihin ve beden, geriye kalan her şeyi doğru yerde ve doğru zamanda var edecektir.
Oturuşta, alınan ve verilen nefesin arasındaki o bir andaki gibi anlar üzerinden varlığımızı gerçekleriz. Daima birbiri ardına eklenen anları deneyimleyerek yaşadığımızı unutmamak gereklidir. Bu nedenle zazen oturuşunda da soluğumuzu sayarak başlamak iyi bir yöntemdir. Her ne kadar soluk üzerine yoğunlaşarak otursak da, zihnimizden gelip geçen düşünceleri denetlememeli, onların zihnin dalgalanmaları olduğu ve arsız otların zamanla zihin için bir gıdaya dönüşeceği, bu nedenle rahat bırakılması gerektiği unutulmamalıdır.
Yani nesneleri oldukları gibi görebilmek, onları kabullenerek rahat bir biçimde akıp gitmelerine izin vermek zen zihninin temelidir.
Kitabın doğrultusundan yola çıkarak vurgulamak gereken diğer bir durum ise zazen oturuşunu bir beklenti içinde uygulamanın yanlışlığıdır. Oturuşta herhangi bir ikiliği oluşturacak yargılardan uzaklaşmalı, her geleni olduğu gibi kabul etmeli, başarı duygusu, aydınlanma çabası ya da ben olgusunun ağır basması gibi nedenlerle başlangıç zihni yitirilmemelidir.
Başlangıç zihninin özgün ve kendine yeten halini korumak asıl zor olandır. Herhangi bir ülküyle yapılan her çalışma, anın içinde kendini kurban etmek olacaktır. Çalışmadan alınacak herhangi bir zevk de bu duruma dahildir.
Zazen yapılıyorsa sadece zazen yapılıyordur. Eylemi kutsallaştırmadan, olağan yaşam rutini içinde görebilmek önemlidir. Bir kurbağanın oturuşundaki sıradanlık gibi oturabilmektir zazen.
Ne yapılırsa yapılsın bütün bir farkındalık ve önyargısız bir zihinle yapıldığında bu zazendir. Çünkü önyargılı düşünceler ve öznelliklerle dolu bir zihin olayları olduğu gibi izlemeye açık değildir. Bu nedenle meditasyon oturuşunda aslında zihni temizleriz.
Özet olarak bir şeyi yaparken onun doğru yanlış iyi kötü olarak değerlendirmeden, zihin ve beden birlikteliği ile yaptığımızda gerçek yolumuzu bulmuş oluruz. Bu başlangıç zihnidir ve sınırsızdır. Bu zihni her defasında yeniden kazanmak her zaman önemlidir. Zen üzerinde okuduğumuz herşeyi de taze bir zihinle okumak, aydınlanmaya ulaştım, çözdüm gibi yargılardan uzak durmamız gerekir.
Çevik Maymun
Kaynak: Shunryu Suzuki 'Zen Zihni Başlangıç Zihnidir'
Comments