top of page

Meditasyonun Altın Anahtarı: SIKILARAK AYDINLANMAK

Güncelleme tarihi: 22 Kas 2018



Meditasyon yaparken çok mu sıkılıyorsun? Oturmaya başladığın an zamanın akışı yavaşlıyor mu?

Ya da ‘zaten oturmak aşırı sıkıcı bir durum’ diye mi düşünüyorsun?

O zaman tebrikler, meditasyona hoş geldin.






Meditasyon Nedir?

Meditasyon, kelime olarak ‘derin düşünme’ anlamını taşır. Kişinin iç huzuru bulmak amacı ile zihnini derin bir sükunete bırakması ve bu vesile ile öz benliğine ulaşması amacı ile pratik edilir. Bugün dünya üzerinde pek çok meditasyon tekniği ile karşılaşmanız mümkün. Kökeni Doğu coğrafyalarına dayanan bu teknikler, zihnin susturulması üzerine kurulur.


photo by: Sasint
Budist bir Monk meditasyon halinde

Doğu’da yapılan meditasyon, özünde bütünüyle bir inziva sürecinde, sıkı perhizlerle uygulanırken, Batı toplumlarında meditasyon günlük yaşamın içine sızan ve onun içine katılan bir pratiktir.

1960’lardan bu yana, batı toplumlarında gittikçe popülerleşen meditasyon teknikleri, özünde Hindu ve Budist kökenli çalışmalardan türemiştir. Bugün çoğunlukla pratik edilen meditasyon tekniği ise ‘nefes gözlem meditasyonu’ dur (shamata meditation). (Nefes gözlem meditasyonu nasıl yapılır?) linke tıklayarak bu meditasyonun kolayca nasıl yapıldığını bulabilirsiniz.

Şimdi gelelim esas meseleye.


Meditasyon Yolculuğu ve Sıkılmak


Nefes gözlem meditasyonuna başladın, her şey harika gidiyor, aldığın verdiğin nefesleri sayarak yola çıktın. Gözlerin kapalı. Muhtemelen bir kaç turdan sonra, kendini saymayı bırakıp, o gün yapılacak işler, buradan kalktığımda şunu yapacağım planları, geçmişte başına gelen bir olay, pişmanlıklar, hayaller vb. ile sağa sola savrulmaya başlayacaksın. Hatta ‘bir de ben deneyeyim şu meditasyonu’ hali ile oturmuş da olabilirsin ve o an içinde bulunduğun durumu ‘angarya’ olarak görmeye başlamışsındır. Zaman geçmiyor, 10 dk’lık kurduğun saatine gözünü aralayıp bakıp, daha sadece 3 dk geçtiğini farketmişsin;

ve karşına o müthiş cümle gelir ‘Aşırı Sıkıldım’. Tebrikler ilk aşamayı başardın.

Gelelim ikinci tura. Sıkıldın ve ne yapman gerekiyor?


Tekniğe Odaklanmak ve Şefkat

Bence manevi bir yolculuğa adım atmak o sıkılma hali ile başlıyor.

Çünkü o an ya kalkıp gittin, ya da kendinle bir savaşa girerek yargılamaya başladın. Kalkıp gitmeden, yargılama silahını yavaşça bırakıp devam etmek gerek.

Tekniğe sabit kalarak ‘olan biten ne ise’; sıkılıyorsan, sıkılmayı kabul etmeye ve zihninde beliren her türlü duygu, düşünceye kendini yargılamadan bakabilmeye ve baktıktan sonra bırakabilmeye odaklanmak gerek.

Çünkü sıkılma anın, yolculuğunun başladığı an.

O sıkılma halinin içerisinde, kendine doğru kendinle çıktığın bir yolculukta yol arkadaşına şefkatli davranmak, onu her yönüyle kabul edebilmenin anahtarı diyebiliriz. Meditasyonun her şeyi kabul etme pratiği olduğunu hatırlayarak, geleni karşıla, ona bak ve gitmesine izin ver.

Biyolojik bedenimizin ve zihnimizin saat endeksli, geçmişi düşünüp, sürekli bir gelecek kurgusuyla yaşadığı bir düzende, meditasyon anında saatle savaşman da oldukça normal. Sıkılma anında vücudunun kaşınması, belli noktalarda oluşan ağrılar vb. durumlar da ortaya çıkabilir. Bedenin acı hali dahi daha önce hiç farketmediğin o beden parçalarını farketmeni sağlıyor olabilir. Meditasyon zihnin sessizleşmesidir derken, bunu bir amaç,hedef nokta olarak değil, pratiğin getirdiği bir sonuç olarak kavramak ve yolda karşımıza çıkanları fark etmek olarak anlamak gerekir.


Hedef Koymamak ve Şefkat

Halk arasında her meditasyon ya da yoga yapana sorulan ilk soru tabiki aydınlandın mı? oluyor. Ancak bu işte başarı, hedef nokta, nihai sonuç olmadığını özümsemek gerek. Buddha’nın aydınlanması için kaç kere takılıp düştüğünü, çıktığı yolculukta nihai bir ‘aydınlanma’ hedefi olmadığını hatırlamak gerek. Sen özünle buluşmak için bir yola çıkarsın, keşfettiklerin ve tanıştıkların ise yolculuğun hediyesidir.

Her gün 20 dk meditasyon yapacağım demek de bir hedeftir. Bu hedefe sadık kalmak için kendinize uygulayacağınız şiddet de pratiğin faydasını alıp götürecektir. Zaman tutmak iyidir, ancak bu zamanı küçük küçük gün gün artırmak, her günün bir öncekiyle aynı olamayacağını bilmek, bunun bir keşif rotası olduğunu unutmamak pratiğin devamlılığını getirebilecektir.


Vakit Yaratmak ve Şefkat

Zihin yapmadıkları, yapamadıkları ya da istemediği şeyler için bahane üretmeye müsaittir. Dolayısıyla meditasyon yapmak, gündelik hayat pratiği içerisinde ‘yapılması gerekenler’ listesinde genellikle sonlara yerleştiririz. Zihni kurcalayan her şeyi tamamladığımızda bir vakit kalırsa o zaman meditasyon yapabiliriz algısı çok yerleşmiştir. Halbuki bu pratiği diş fırçalamak, sıkılmak ya da tuvalete gitmek gibi gündelik rutinin bir parçası olarak algıladığımızda işin şekli değişmeye başlayacaktır. 2dk’lık bir nefese odaklanmada meditasyona başlamak için iyi bir adımdır. Bu 2 dk bazen 10 dk bazen 1 saate uzayabileceği gibi bazen de 3 dk da kalabilir.

İşin özünde sıkılmak iyi bir anahtar, sıkılmayı sevmek, ona şefkat göstermek ve olanı biteni gözlemleyip salabilmek. Meditasyon yapmamanın, yapamamanın ya da vaktin olmamasının, sıkılmanın bahanelerinden sıyrılıp, onu yaşamına katabilmek. İki dakikanın da bir pratik olabileceğini hatırlamak ve yolculuğa çıkmak. Nefes almak, nefes vermek ve bunu saymak, bütün mesele bu.


İyi Yolculuklar

Çevik Maymun


790 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page